TED'le 21 gün

1. Gün
TED'le 21 gün programına Predictably Irrational kitabını okuyup tespitlerini oldukça beğendiğim Dan Ariely ile başladım, önce "Are We In Control of Our Decisions?" (Kararlarımızı Kontrol Edebilir miyiz?) sonra "Our Buggy Moral Code" (Hatalı Ahlak Kodlarımız). Benim için biraz tekrar ve hafıza tazeleme oldu, hem de bu programa tanıdık birinin fikirleriyle başlamış oldum.

Karar mekanizmasını işletmek zordur, özellikle benim gibi kararsız insanlar için. Ariely'nin değindikleri bana tam uyuyor aslında: Bazen işler olacağına varsın diye karar vermekten kaçınarak bir başkasının bizim adımıza dizayn ettiği kararlara uymuş buluruz kendimizi, ya da buna çoktan razı oluruz. Kadercilik anlayışı da denebilir adına, varsa Tanrı, ya da alınması gereken kararın diğer uçlarından çekiştiren başkalarının aksiyonlarına göre bizim de yolumuz çiziliverir. İşleri akışına bırakmak bu noktada bir karar mıdır yoksa kabulleniş mi, tartışmak gerek. Konuşma burada.

Yetinmeyip, biraz da yukarıdaki konuşma kitabın sadece bir kısmını işlediği için, bir tane daha konuşma izledim bu ilk günde. Bu sefer etik değerler üzerine. Ülkenin içinden geçtiği garip, puslu ve çalkantılı dönemde son günlerin moda tabiriyle "zamanlaması manidar" oldu. Anafikir şu: serbest bırakılsa ve çok büyük cezalar/yakalanma ihtimali öngörülmese herkes biraz kopya çeker/suç işler. İnsanlara ahlaki değerleri anımsatılırsa, bu oran belirgin ölçüde azalır. Eğer kendisinden bildiği, yakın bulduğu kimseler de suç işliyorsa, suça yatkınlık artar. Özellikle son kısmının ne kadar doğru olduğunu hepimiz kendimizden bile biliriz; benim için en basit örneği lise yıllarında "herkes yapıyor, bir şey olmaz" psikolojisinin, özellikle kendi arkadaş grubunun gazlamasıyla doruğa çıkmasıdır - ve ne kadar akıllanırsak akıllanalım, bu gerçeklik bizi esir almaya ilerleyen yaşlarda da devam eder. Elbette ahlaki değerlerin ne kadar oturduğu, bu gaza gelebileceğiniz eylemlerin/durumların boyutlarını ve niteliklerini değiştirir. Bütün köyle bir olup 14 yaşındaki kıza toplu tecavüz etmek de bunun bir uzantısıdır, devletin başındakilerin rüşvetle iş yürütmeyi destur haline getirmesi de. Kim bilir, belki de gerçekten ahlaklı olmayı bize hatırlatacak etik sözleşmeleri, yasalar, mesleki andlar, dini emirler gibi olguları hayatın içine daha çok soksak ve bunları insanlara olabildiğince sık tekrar ettirsek suç oranları belirgin ölçüde düşer belki. Konuşma burada.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Optimum Denge Modeli - 1 Eğitimi

Can Yarısı Azerbaycan

Turist misiniz efenim? - İsviçre (4)