COVID-19 Günleri-3

Evden çalışmaya, evde yaşamaya başlayalı tam iki ay doldu.

18 Mart'ta bilgisayarı (ve ofis taşınmasından ötürü) az da olsa eşyayı yarım koliye sığdırmak suretiyle toplayıp patronlara ve arkadaşlara "görüşürüz" deyip çıkarken ne zaman döneceğimizi sorsalar, herhalde 2-3 hafta derdim. Zaman su misali aktı, başlarda her akşam pür dikkat takip ettiğimiz haber bülteniyle aramıza yavaş yavaş mesafe koyduk, hastalığın gelişim eğrilerini incelemeyi zamanla bıraktık; bu yeni düzene (bayıla bayıla) alıştık. Haberlerdeki gündem başlarda tamamen COVID-19 iken artık ülkenin garip siyasi, sinir bozucu ekonomik gerçek gündemleri haberlerde yer bulmaya başladı. Yeni vaka/günlük test oranları 15-20%'lerden (bazı günler 4-5 bine yakın yeni vaka çıkıyordu) son birkaç günde 5% seviyesine (1000'in altına) geriledi - vefat sayıları da ona keza. Hafta sonları önce "30 büyükşehir ve Zonguldak"tan başlayıp kademeli olarak15 şehre indirgenen sokağa çıkma yasakları rutin oldu. Yine büyükşehirler ve Zonguldak ile başlayıp giderek kapsamı daraltılan mücbir sebepler için valilik/kaymakamlık izni haricinde şehirler arası seyahat yasağı hala İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya için devam ediyor. Bu arada Ramazan ayına girdik, akşamüstleri fırınlar araç gezdirip "Ekinciler fırını pide, ekmek, poğaça, simit servisine başlamıştır" anonsları geçmeye başladı. Balkonlardan İstiklal Marşı söyleyerek kutladığımız bir 23 Nisan, bir 19 Mayıs geçirdik bu dönemde.

Şimdilerde hükümet önlemleri giderek gevşetiyor. Mesela kuaförler-berberler "kontrollü" olarak açıldı, kim neyi nasıl ne kadar denetliyor asla bilmiyorum ve henüz güvenemiyorum. Markete girerken herkes hala maskeli ama içeride çok daha fazla insan var (maksimum kişi sayısını ilk zamanlardaki gibi kontrol etmediklerini düşünüyorum). Biz mağazaları, tabii ki kırk tedbirle, yavaş yavaş açmaya başladık. Beni çok şaşırtacak şekilde gayet pahalı ürünlerle cayır cayır satış yapıyor.

Bu cumartesi Ramazan bayramı arefesi. Bayram boyunca, bu kez 81 ili kapsayacak şekilde sokağa çıkma yasağı getirildi. Sanki en başından beri bayram sonrası her şey bitecek, bir anda eski normale dönülecek gibi bir hava vardı, ben hep öyle hissettim. Bu böyle mi olacak, zaman gösterecek. Bizim şirketten geçtiğimiz gün gelen mailde Haziran ayında "şirkette bulunması zorunlu olmayan" kişilerin ofise gelmemesi söylendi. Benim patron maalesef old-school ve "ofisçi" kafasında olduğu için gönül rahatlığıyla bize "gelmeyin" diyemedi; son halde ne karar verdi onu da tebliğ etmedi. Oysa ne gerek var ofiste olmaya, her gün 2 saati yolda harcamaya, 8 saat maskeyle çalışmaya çabalamaya, öğle yemeği niyetine kan şekerini oynatan dandik "sandviç menü" yemeye, toplantı odalarını kullanmanın yasak olduğu bir halde toplantıları zaten online yapacakken ve kalan tüm işleri zaten evden yürütebiliyorken ofiste durmaya? Ne anlamı var? Şimdiyi bırak, normalde ne anlamı var? Gerçekten bu devirde, bu kadar kalabalıklaşan şehirlerde, özellikle İstanbul'da, her gün yolda saatler harcamak, bin türlü insana değe dokuna bir yerlere ulaşmaya çabalamak, doğaya dünyanın karbonunu salmak (COVİD karantinaları döneminde global karbon emisyonı 17% oranında düşmüş, inanılır gibi değil) hala anlamlı mı?

Bayramdan sonra hayat normalleşmeye başlayınca, ilk defa uçağa ne zaman ve nasıl binebileceğim bilmiyorum. Şu anda 12 Haziran için bir biletim var, kullanabilir miyim, kullanmak istemezsem öteleme hakkı verecekler mi, o uçak kapasitesinin ne kadarını kullanarak kalkacak ve kapasitesinden fazla biletin çoktan kesildiği varsayımıyla o kapasiteyi nasıl sağlayacaklar; tam kestiremiyorum. Bu yazı nasıl geçireceğiz, denize girebilecek miyiz, ailelerden ayrı başbaşa kalalım dediğimiz bir yazda aksine evlerde takılmak zorunda mı kalacağız, bilmiyorum. Sanırım daha önce hiç bu kadar dış belirsizliklerle dolu bir dönem geçirmemiş, bu belirsizlikten hiç bu kadar memnun olmamıştım. Sanki bir el beni evden çıkarıp eski hayatıma götürmeye kalktığında mutsuzluktan kırılacağım gibi hissediyorum. Evdeki işlerimi tamamlayamadım ki daha, hem dışarıda olmak bana rahat hissettirmeyecek - henüz çok erken değil mi?

Diyorum ki bu yazı, Eylül ayına kadar en azından, daha korunaklı geçirsek, evden çalışmayı sürdürebilsek. Keşke...

21 Mayıs 2020, evde

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Optimum Denge Modeli - 1 Eğitimi

Can Yarısı Azerbaycan

Turist misiniz efenim? - İsviçre (4)